Dalya Hürmüzlü (41, Mali Müşavir) 23 Temmuz 2020, 17:27
Bir gün bir dua ettim ve kendimi Deliler Kahvehanesinde buldum. Benim hikayem böyle başladı. Sekiz sene önce internette kahvehaneyi görmüştüm. O zaman farklı bir şehirde yaşıyordum. Kısa bir süre sonra, yaşadığım şehirde de benzer bir oluşum başladı. Fakat ben İstanbul’a gidip gelmeye devam ettim. Her geldiğimde o günlerde hangi iş için gönüllü lazım ise hazır bulunuyordum. İnsan ayırmadan bütün insanlara dokunabilmek ve yaşadığımız anlamsız dünyanın bütününden uzaklaşabilmek, iyiliğe hizmet edebilmek hayat amacım haline gelmişti. Daha önceki farklı kuruluşlarda birey ve kuruluş bazında yaptığım yardım faaliyetleri ile kıyasladığımda, yardımın en güzel, en menfaatsiz ve en içten yaşanabildiği tek yerin bu kahvehane olduğunu gördüm.
İki yıl önce yaşam rutinimi değiştirecek birtakım olaylar vuku buldu. Ve Ali Denizci’nin içime işleyen sözleri üzerine İstanbul’a taşınmaya karar verdim. Kahvehanenin kafe yönetim sorumluluğunu devraldım. Dürüst olmak gerekirse, çok yoğun ve birçok kişinin müdahil olduğu bu gönüllü kafe yönetim işi sürecinde kendimi keşfe çıkmış bulundum. Hayatım boyunca hep çok yoğun çalıştım ama hiç bu kadar keyif almamıştım. Kendi içsel yolculuğumda kahvehane benim için çok önemli bir deneyim oldu. Dönem dönem aşevi ve butik bölümlerinde de gönüllü faaliyetlerde bulunduğum Deliler Kahvehanesi benim için bir yaşam biçimi haline geldi.
Herkes erzak dağıtabilir, herkes butikte çalışabilir, sokakta yemek dağıtabilir. Ama burada asıl yardım ettiğiniz kendinizsiniz.
Gelin ve başkalarına dokunarak aslında kendinize dokunun ve kendinizi iyileştirin.