Derya Güzey (46, Ev Hanımı/Aşçı) 23 Temmuz 2020, 17:27
Ali Denizci’nin 2016 röportajını okuduktan sonra kendisiyle Cihangir’de tanıştım. Cibali’deki kahvehane o zaman kurulum aşamasındaydı. Gelip gitmeye başladım ve bulaşık işine giriştiğimde gönüllülüğüm başlamış oldu. Sonra kadınlara okuma-yazma dersi ve Suriyeli çocuklara Türkçe dersi vermeye başladım. Bir gün kahvehaneye kek, börek vs. hazırlanması gerekiyordu çünkü ertesi gün misafirler gelecekti. Ali Abi bu hazırlıkları benim yapmamı söyledi. Mutfağa giriş o giriş. Bir daha da çıkmadım
Kafe yemeklerini yaparken aşevinin faaliyete geçmesiyle günlük 30-40 kişilik yemekler hazırlarken bugün günlük yaklaşık 200 kişiye yemek hazırlamaktayım. Bu beceriyi burada elde ettim. Kahvehaneye gelen gönüllü bir gastronomi okulu müdürü ile tanıştıktan sonra aşçılık sertifikamı aldım.
Burası benim için tüm kâinatın ta kendisi. Niyetimiz insana ve kendimize dokunmak. Hem içsel ve dışsal görüş olarak insanları hiç ayırt etmeden her türlü insan ile beraber olabilmeyi öğrendim. Zorlandığım zamanlar tabii ki oldu, İstanbul’un uzak köşelerinden gelip gittim. Ama sosyal yardımlaşmanın tadını aldığım için de hiç bırakmadım. Ev hanımı olarak girdiğim kahvehanede aşçı olarak devam etmekteyim.
Büyük küçük demeden yardım etmek lazım. O küçücük şeylerin insanların kalbini nasıl fethedebildiğini biz bilemeyiz… Bir gün 65 yaşlarında bir anneanne geldi. Torunu lösemi hastası. Oturum izni, kalacak yeri, eşyası ve parası yok. Bir şekilde bizi buldular ve oturum iznini aldık, erzak verdik, kıyafet verdik, kaldığı eve eşya verdik. Sonra çok yağmurlu bir günde bu kadın bize teşekkür amacıyla geldi. Karnın aç mı dedim. Çorbayı önüne koydum ve işlerimi yapmaya devam ettim. O kadın bir senedir beni arıyor. “Sen bana karnın aç mı diye sordun, bana bir kâse çorba verdin ve karnımı doyurdun” diyor. O bir kâse çorbanın yanında sanki yapılan diğer yardımlar havada kaldı. O çorbayı unutamıyor. Ve hala ağlayarak beni arayıp, bizlere dua ediyor. Verdiğim o bir kâse çorba- bir bilseniz – içimde bana neler neler açtı…
Dışarıda selam vermediğiniz, yüzüne dönüp bakmadığınız, yanına yanaşmaya korktuğunuz sokakta yaşayan insanlara burada hizmet ediyorsunuz. İşte bu sistem bana her kulun çok özel olduğunu hissettirdi.
Gönlü insanlığa ve kendisine faydalı olma niyeti ile kaynayan insan buraya gelir ve kalmaya devam eder.
Burasının kapısı herkese açık, herkes gelir, gönlü olan kalır…