Özge Burcu Duraman (40, Dış Ticaret Müdürü) 23 Temmuz 2020, 17:29
Yaklaşık iki senedir Deliler Kahvehanesi gönüllüsüyüm. Hayata bakış açısı bana paralel olan ve daha önce gönüllü olarak kafeye gelmiş bir arkadaşım vesilesiyle yolum kahvehaneye düştü. İlk önceleri, aşevindeki akşam yemeği dağıtımında bulunmak için geldim. Akşam yemeği için sofraların hazırlanması, yemeklerin gelen ihtiyaç sahiplerine ikramı, yemek sonrası bulaşıkların yıkanması, kurulanması gibi o gün aşevindeki neye ihtiyaç varsa onu yapmak üzere gönüllü oldum. Karnı acıkmış ama yiyecek bir ekmek alamayan, gücü karnını doyurmaya bile yetemeyecek yoksunlukta, yoksullukta bir insanın da sizler, bizler gibi yaşam hakkına sahip olduğu gerçeğini hatırladım. Kurulan o sofraların aslında bir ‘Aile Sofrası’ndan farksız olduğunu gözledim ve bir aile sofrasının sadece anne-baba-çocuklardan ibaret de olmadığını anladım. Elden ele dağıtılan bir aşın sokakta yaşayan bir insana ulaşırken, benim içimdeki insanlığa da ulaştığını gördüm.
Deliler Kahvehanesini, her yaştan, meslekten, cinsiyetten ve sosyal statüden insanların kahvehane kapısından içeriye girdikleri an taşıdıkları üst kimliklerini bir süreliğine kenara ittikleri, ortak bir yardımlaşma bilinci ve gönül adanmışlığında buluştukları samimiyet ortamı olarak tanımlayabilirim.
Gelsinler, görsünler, seyretsinler… Bir işin ucundan tutup paydaş olsunlar…Ve inşallah geldikleri gibi de dönmüş olmasınlar dilerim.